8 Aralık 2012 Cumartesi

Sınırda III (Nilay'ın Günlüğü)




Sonu ölümle biten günlük
Babaannesini kaybeden Nilay'ın yaşadığı şokun etkisinden kurtulması kolay olur. Çünkü üç gün sonra babası daha şiddetli bir şekilde hastaneye bile yetiştirilmeden vefat edecektir. Hastalığının ileri safhaları dahilinde not tutamadığından ve nihayetinde de kanamalı bir ateş geçirip Hakkın rahmetine kavuştuğu için Nilay'ın günlüklerine ben devam edeceğim.
Diğerleri gibi
Bu olayın her hane içerisinde gerçekleşmesi ve semptomların irili ufaklı belirtiler göstermesi ulusal anlamda bir tedbir alınmasına yetmeyecektir. 
İnceleme sonuçları
  • Olayların akışına bir büyüteç ışığında baktığımızda ilk başta yerel gözüken bir vakanın tedbir amaçlı dahi olsa 'hemen' karantinaya alınmadığı ortaya çıkacaktır.
  • Aynı vakadaki 'sayısal artışın' ilk başta bir grip salgını olduğu düşünülecek ve biyolojik maddenin inkübasyon süresi geçtikten sonra hastane şartlarında kısıtlı bir sterilizasyon ve karantina uygulanacaktır; fakat bu ileri bir kontaminasyonu engellemeyecektir.
  • Biyolojik ajanın 'insana nasıl bulaştığı' sorusunun yerine kim bulaştırdı soruları sorulacak bu da virusun yayılımını sağladığı ortamın tesbitini zorlaştıracaktır.
  • Mahalli veya yerel bir savunma merkezi olmadığı için zaman ilerledikçe panik ortamı da artıp yayılacaktır.
  • Bölge karantinaya alındıktan sonra bu ortamı stabilize edici önlemler yeterli gelmeyecek dışarıya uzun göç kuyrukları oluşacaktır.
  • Biyolojik ajanın hangi yoldan yayıldığını tespit için bilirkişilerin oraya ulaşması ve ilave güvenlik önlemlerinin alınması epideminin genişlemesi için makul zamanı yaratacaktır.
  • Hikayede dinlediğimiz tarım ilacına benzer bir ilaçlama yapan sivil uçağın ülkemiz içinde de ülkemiz dışında da kiralanması çok kolaydır. Sınırlarımız dışından gelen böyle bir uçak düşürülse bile düştüğü yerde etkisini gösterecek ve biyolojik ajan yayılabilecektir.
  • Ulusal araştırma laboratuarlarımızın -bu krizde görülmüştür ki- yeterli sayıda halihazırda aşı stokları yoktur ve kısıtlı sayıda olanlar da bölgeye kısa sürede ulaştırılamamıştır. 
  • Elimizdeki bu kısıtlı sayının da mevcut ordu ve kolluk kuvvetleri tarafından kullanılması gerektiğine karar verilmiş ve sivil halkın kullanmasına müsaade edilmemiştir.
  • Böyle bir olaya kısa sürede reaksiyon vermesi gereken sivil toplum kuruluşlarının olaylar karşısında tam bir karmaşa yaşadığı not edilmiştir.
  • Halk tam bir kaos halinde ve yerel söylentileri önceleyici ulusal tedbirler alınmadığı için eczaneleri talan edip keyfi tedavilerden medet ummuştur. 
  • Bu durumdan çıkar sağlamaya çalışan bazı ilaç firmaları olmuştur.
  • Esas görevi bu ajanı kullanan devlete karşı fiili taaruza geçmek olan ordu, böyle bir karışıklık karşısında kolluk kuvvetlerinin görevine destek olmuştur ve asli görevini yapamamıştır.